18 MAYIS

"4.4 milyon genç, ne çalışıyor ne de okuyor"




Ankara Ticaret Odası (ATO), Türkiye'de 4 milyon 422 bin gencin eğitim ve üretimin dışında kaldığını belirtti.
ATO'nun, "Gençliğin Hâli" Raporuna göre, Türkiye'de 15 ile 24 yaş arasında, 5 milyon 830 bini kız, 5 milyon 441 bini de erkek olmak üzere 11 milyon 271 bin genç bulunuyor. Bu sayının sadece 3 milyon 425 bini çalışıyor, 3 milyon 424 bini öğrenci olduğu için üretime katılmıyor, 4 milyon 422 bin genç ise ne üretimde ne de eğitimde yer alıyor.
Rapora göre, her 100 genç erkekten 23'ü çalışma veya eğitim hayatı içinde yer almazken, bu sayı kızlarda 55'e yükseliyor. 5 milyon 830 bin genç kızdan 1 milyon 508 bini eğitimine devam ederken, 1 milyon 140 bini çalışıyor. Atıl kızların sayısı ise 3 milyon 182 bine ulaşıyor. Atıl gençlerin yüzde 72'si kızlardan oluşuyor.
Cinsiyetler arasındaki fark yerleşim yerlerinde de görülüyor. Resmi rakamlara göre yoksulların üçte ikisinin yaşadığı kırsal yerleşim yerlerinde yoksulluğu kıracak olan gençler de atıl durumda bulunuyor. Kentlerde yüzde 37 olan atıllık oranı, kırsal yerleşim yerlerinde, özellikle kızların eğitim dışında kalmaları nedeniyle yüzde 44'e yükseliyor.
EĞİTİM OLANAKLARINDAN YOKSUNLUK
"İşgücü", iş arayanlarla çalışanlardan oluşuyor. Toplam 836 bin işsiz gençle birlikte işgücünde yer alan genç nüfus 4 milyon 261 bin kişi olurken, 7 milyon 10 bin genç işgücü dışında bulunuyor. Gelişmiş ülkelerde gençlerin işgücü dışında olma nedenlerinin başında "eğitim" gelirken, Türkiye için bu durum geçerli değil. AB ülkelerinde gençlerin yüzde 87'si okudukları için işgücü içinde yer almazken, bu oran Türkiye'de yüzde 49 düzeyinde bulunuyor. AB ülkelerinde gençlerin yüzde 13'ü eğitim olanaklarından yararlanamazken, Türkiye'de gençlerin yarıdan fazlası eğitim olanaklarından yoksun olarak işgücü dışında bulunuyor.
CİNSİYETLER ARASI FARK
AB ülkelerinde eğitim nedeni ile işgücü dışında kalma oranları erkek ve kızlar arasında fazla farklılık göstermezken, Türkiye'de cinsiyetler arasında uçurum var. AB ülkelerinde 4 puan olan "cinsiyetler arası fark", Türkiye'de 40 puana fırlıyor. Genç erkeklerin yüzde 74'ü eğitim nedeni ile işgücü dışında yer alırken, bu oran kızlarda yüzde 34'e düşüyor.
Eğitim, gençlerin işgücü piyasasına girişlerinde kilit rol oynarken, gençlerin önemli bir bölümü eğitimlerini tamamlamadan okuldan ayrılıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde gençlerin altıda biri, temel eğitimden sonra okula devam etmezken, Türkiye'de gençlerin yarısı okulu erken terk edenlerden oluşuyor. Değişen işgücü talebi düşük eğitimli gençlerin işgücü piyasasında kendilerine yer bulmalarını zorlaştırıyor.
Atıl gençlerin sadece yüzde 19'u işgücü piyasasına girmek için yolları zorluyor. 4.4 milyon atıl gençten 836 bini iş arıyor. Diğerleri geleceklerine yatırım yapmaktan tamamen yoksun bulunuyor. Atıl gençlerin yüzde 14'ünü oluşturan 600 bin işsiz genç, çalışmak istediği halde "umutsuz" olduğu için iş aramıyor.
ÇALIŞAN GENÇLERİN YÜZDE 62'Sİ KAYIT DIŞI
Yetersiz eğitim gençlerin istihdamda istedikleri şekilde yer almasını da etkiliyor. Çalışan gençlerin yüzde 62'si sosyal güvenceden yoksun olarak çalışırken, kayıt dışılık oranı lise altı eğitimlilerde yüzde 73'e çıkıyor.
Çalışan gençlerin büyük çoğunluğunun kayıt dışı küçük işletmelerde geçici işlerde çalışması, işten çıkartılmalarını da kolaylaştırıyor. 836 bin iş arayan gençten sadece 296 bini iş piyasasına ilk kez girecek olanlardan, 540 bini de daha önce bir işte çalışırken işsiz kalanlardan oluşuyor. Çalışırken işsiz kalanların oranı 2006 yılında yüzde 62 iken, 2007 yılında yüzde 65'e yükseliyor.
DÖRTTE BİRİ TARLADA ÇALIŞIYOR
Gençlerin dörtte biri hiçbir kişisel gelir elde etmeden çalışan ve ekonomik katkıları da tam olarak ölçülemeyen kişilerden oluşuyor. Yani çoğunluğu tarlada olmak üzere, kendi işletmelerinde ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. İstihdam oranlarını yukarı, işsizlik oranlarını ise aşağıya çekerek işgücü piyasasının problemlerini gölgeleyen ücretsiz aile işçiliği, gençlerin atıllık oranlarında da iyileştirici yönde etki yapıyor.
AYGÜN: "GENÇLERİMİZİN EN VERİMLİ ÇAĞLARI BOŞA GİDİYOR"-
ATO Başkanı Sinan Aygün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 4.4 milyon gencine ne iş ne de eğitim olanağı sağlayabildiğini belirterek, "Gençlerimizin en verimli çağları boşa gidiyor. Sadece gençlerin gelecekleri değil, ülkenin de geleceği kararıyor" dedi. Ailelere bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olmaları önerisinde bulunan Aygün, "Eğer iyi bir gelecek sunamayacaksanız fazla çocuk yapmayın" uyarısında bulundu. Gençlerin önemli bir bölümü atıl iken işgücü piyasasına girmek isteyenlerin işinin de her geçen gün zorlaştığına dikkati çeken Aygün, şunları kaydetti:
"2008 Şubat ayı sonuçlarına göre işsizlerin yüzde 32'sini gençler oluştururken, gençlerdeki işsizlik oranı, toplam işsizlik oranının 9.6 puan üstünde gerçekleşerek yüzde 21.2 oldu. Türkiye gençlerinden yararlanamıyor, gençler eğitim ve üretime katılamıyor. Okulda veya çalışma hayatı içinde yer alması gerekirken, evde, sokakta veya kahvehanelerde vakit öldürüyorlar. Gençler için özel politikalar oluşturulmuyor, gençler ile birlikte ülkenin de geleceği kararıyor."
ATO'nun, "Gençliğin Hâli" Raporuna göre, Türkiye'de 15 ile 24 yaş arasında, 5 milyon 830 bini kız, 5 milyon 441 bini de erkek olmak üzere 11 milyon 271 bin genç bulunuyor. Bu sayının sadece 3 milyon 425 bini çalışıyor, 3 milyon 424 bini öğrenci olduğu için üretime katılmıyor, 4 milyon 422 bin genç ise ne üretimde ne de eğitimde yer alıyor.
Rapora göre, her 100 genç erkekten 23'ü çalışma veya eğitim hayatı içinde yer almazken, bu sayı kızlarda 55'e yükseliyor. 5 milyon 830 bin genç kızdan 1 milyon 508 bini eğitimine devam ederken, 1 milyon 140 bini çalışıyor. Atıl kızların sayısı ise 3 milyon 182 bine ulaşıyor. Atıl gençlerin yüzde 72'si kızlardan oluşuyor.
Cinsiyetler arasındaki fark yerleşim yerlerinde de görülüyor. Resmi rakamlara göre yoksulların üçte ikisinin yaşadığı kırsal yerleşim yerlerinde yoksulluğu kıracak olan gençler de atıl durumda bulunuyor. Kentlerde yüzde 37 olan atıllık oranı, kırsal yerleşim yerlerinde, özellikle kızların eğitim dışında kalmaları nedeniyle yüzde 44'e yükseliyor.
EĞİTİM OLANAKLARINDAN YOKSUNLUK
"İşgücü", iş arayanlarla çalışanlardan oluşuyor. Toplam 836 bin işsiz gençle birlikte işgücünde yer alan genç nüfus 4 milyon 261 bin kişi olurken, 7 milyon 10 bin genç işgücü dışında bulunuyor. Gelişmiş ülkelerde gençlerin işgücü dışında olma nedenlerinin başında "eğitim" gelirken, Türkiye için bu durum geçerli değil. AB ülkelerinde gençlerin yüzde 87'si okudukları için işgücü içinde yer almazken, bu oran Türkiye'de yüzde 49 düzeyinde bulunuyor. AB ülkelerinde gençlerin yüzde 13'ü eğitim olanaklarından yararlanamazken, Türkiye'de gençlerin yarıdan fazlası eğitim olanaklarından yoksun olarak işgücü dışında bulunuyor.
CİNSİYETLER ARASI FARK
AB ülkelerinde eğitim nedeni ile işgücü dışında kalma oranları erkek ve kızlar arasında fazla farklılık göstermezken, Türkiye'de cinsiyetler arasında uçurum var. AB ülkelerinde 4 puan olan "cinsiyetler arası fark", Türkiye'de 40 puana fırlıyor. Genç erkeklerin yüzde 74'ü eğitim nedeni ile işgücü dışında yer alırken, bu oran kızlarda yüzde 34'e düşüyor.
Eğitim, gençlerin işgücü piyasasına girişlerinde kilit rol oynarken, gençlerin önemli bir bölümü eğitimlerini tamamlamadan okuldan ayrılıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde gençlerin altıda biri, temel eğitimden sonra okula devam etmezken, Türkiye'de gençlerin yarısı okulu erken terk edenlerden oluşuyor. Değişen işgücü talebi düşük eğitimli gençlerin işgücü piyasasında kendilerine yer bulmalarını zorlaştırıyor.
Atıl gençlerin sadece yüzde 19'u işgücü piyasasına girmek için yolları zorluyor. 4.4 milyon atıl gençten 836 bini iş arıyor. Diğerleri geleceklerine yatırım yapmaktan tamamen yoksun bulunuyor. Atıl gençlerin yüzde 14'ünü oluşturan 600 bin işsiz genç, çalışmak istediği halde "umutsuz" olduğu için iş aramıyor.
ÇALIŞAN GENÇLERİN YÜZDE 62'Sİ KAYIT DIŞI
Yetersiz eğitim gençlerin istihdamda istedikleri şekilde yer almasını da etkiliyor. Çalışan gençlerin yüzde 62'si sosyal güvenceden yoksun olarak çalışırken, kayıt dışılık oranı lise altı eğitimlilerde yüzde 73'e çıkıyor.
Çalışan gençlerin büyük çoğunluğunun kayıt dışı küçük işletmelerde geçici işlerde çalışması, işten çıkartılmalarını da kolaylaştırıyor. 836 bin iş arayan gençten sadece 296 bini iş piyasasına ilk kez girecek olanlardan, 540 bini de daha önce bir işte çalışırken işsiz kalanlardan oluşuyor. Çalışırken işsiz kalanların oranı 2006 yılında yüzde 62 iken, 2007 yılında yüzde 65'e yükseliyor.
DÖRTTE BİRİ TARLADA ÇALIŞIYOR
Gençlerin dörtte biri hiçbir kişisel gelir elde etmeden çalışan ve ekonomik katkıları da tam olarak ölçülemeyen kişilerden oluşuyor. Yani çoğunluğu tarlada olmak üzere, kendi işletmelerinde ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. İstihdam oranlarını yukarı, işsizlik oranlarını ise aşağıya çekerek işgücü piyasasının problemlerini gölgeleyen ücretsiz aile işçiliği, gençlerin atıllık oranlarında da iyileştirici yönde etki yapıyor.
AYGÜN: "GENÇLERİMİZİN EN VERİMLİ ÇAĞLARI BOŞA GİDİYOR"-
ATO Başkanı Sinan Aygün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 4.4 milyon gencine ne iş ne de eğitim olanağı sağlayabildiğini belirterek, "Gençlerimizin en verimli çağları boşa gidiyor. Sadece gençlerin gelecekleri değil, ülkenin de geleceği kararıyor" dedi. Ailelere bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olmaları önerisinde bulunan Aygün, "Eğer iyi bir gelecek sunamayacaksanız fazla çocuk yapmayın" uyarısında bulundu. Gençlerin önemli bir bölümü atıl iken işgücü piyasasına girmek isteyenlerin işinin de her geçen gün zorlaştığına dikkati çeken Aygün, şunları kaydetti:
"2008 Şubat ayı sonuçlarına göre işsizlerin yüzde 32'sini gençler oluştururken, gençlerdeki işsizlik oranı, toplam işsizlik oranının 9.6 puan üstünde gerçekleşerek yüzde 21.2 oldu. Türkiye gençlerinden yararlanamıyor, gençler eğitim ve üretime katılamıyor. Okulda veya çalışma hayatı içinde yer alması gerekirken, evde, sokakta veya kahvehanelerde vakit öldürüyorlar. Gençler için özel politikalar oluşturulmuyor, gençler ile birlikte ülkenin de geleceği kararıyor."

6 aylık Bee Goddess, Amex'i koluna taktı, dünyaya açıldı

Sinan Özedincik


Bee Goddess takı markasını yaratan Ece Şirin, prestijin sembolü American Express kart ile bir ilki gerçekleştiriyor. Bu markadan mücevher alanın adresine Amex Card postalanıyor..

Bee Goddess, mitolojik kahramanları uyandırıp günümüze taşıyan, altın ve değerli taşlarla süsleyen bir takı markası... Mitolojik kahramanları bugüne kadar görülmemiş bir biçimde hayata geçirdiği koleksiyonu ile Bee Goddess markasını yaratan kişi ise Ece Şirin. Henüz altı aylık bir marka olan Bee Goddess ile Ece Şirin, dünyada bir "ilk"e imza attı. American Express, ilk defa böyle bir şey yapıyor. Hem de bir Türk markası ile... Buradan bir mücevher alıyorsunuz, adresinize Amex Card postalanıyor. "Dünyanın 12 yanından 12 farklı sembolü bir araya getirdim ve bugün için derleyip toplayıp, süsleyip, tekrar dünyaya armağan ediyorum. Yanında bir de Amex Card veriyorum." diyor Ece Şirin. Normal şartlarda şahsen başvurduğunuzda dünya çapında bir prestij simgesi olan American Express'i almak için bekliyor, hatta bazen red bile edilebiliyorsunuz. Ama Şirin, Bee Goddess müşterileri için bu süreci ortadan kaldırıyor, sizi Amex Card sahibi yapıyor. Ece Şirin markasıyla Donna Karan ve Paris Hilton'dan Ajda Pekkan'a, Nil Karaibrahimgil'den Defne Samyeli'ye kadar kendi alanında ünlü ve başarılı birçok müşteriye sahip... Les Ottomans, Beymen İstinye, Beymen Nişantaşı ve Beymen Akmerkez'de satılan Bee Goddess markasının Kanyon şubesi ise salı günü açılacak. Haziran ayından itibaren de Tokyo'da, Madonna ve Kate Moss'un mücevher tasarımcısı "Marijoli"nin beş ayrı mağazasında bu özgün tasarımlar satışa sunulacak.

Haber Turu
Tribeca ile Waggener güçlerini birleştirdi
TRIBECA İletişim Danışmanlık ile küresel düzeyde faaliyet gösteren, uluslararası halkla ilişkiler şirketi Waggener Edstrom Worldwide (WE) İş ve Hizmet Üretimi Ortaklığı sözleşmesi imzaladı. WE Avrupa, Orta-Doğu, Afrika Bölgesi CEO'su David Ingle, "Müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda, Türkiye pazarına girmek için çok uygun bir zamanlama ile hareket ediyoruz. Hızlı büyüyen bir ülke olan Türkiye, aynı zamanda 'İpek Yolu' coğrafyasındaki ekonomiler ve Avrupa arasında bir köprü olma niteliği de taşıyor" dedi. Tribeca Kurucu Ortağı Cem İlhan ise, WE ile imzalanan anlaşmanın kendileri açısından yeni ve güçlü iş geliştirme fırsatları sunacağını dile getirdi.
Engelliler için yapılan evlerin teslimi başlıyor
KASIM 2006 yılında yapımına başlanan Kiptaş, Hadımköy Konutları'nda sosyal sorumluluk bilinciyle 32 giriş dairesini engelli vatandaşlara ayırarak, "engelleri" ortadan kaldırmayı amaçlıyor. 20 Mayıs'ta Kiptaş merkezinde 32 engelli, yapımı biten 75 meterekarelik daireleri seçmek için kura çekecek.
TRIBECA İletişim Danışmanlık ile küresel düzeyde faaliyet gösteren, uluslararası halkla ilişkiler şirketi Waggener Edstrom Worldwide (WE) İş ve Hizmet Üretimi Ortaklığı sözleşmesi imzaladı. WE Avrupa, Orta-Doğu, Afrika Bölgesi CEO'su David Ingle, "Müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda, Türkiye pazarına girmek için çok uygun bir zamanlama ile hareket ediyoruz. Hızlı büyüyen bir ülke olan Türkiye, aynı zamanda 'İpek Yolu' coğrafyasındaki ekonomiler ve Avrupa arasında bir köprü olma niteliği de taşıyor" dedi. Tribeca Kurucu Ortağı Cem İlhan ise, WE ile imzalanan anlaşmanın kendileri açısından yeni ve güçlü iş geliştirme fırsatları sunacağını dile getirdi.
Engelliler için yapılan evlerin teslimi başlıyor
KASIM 2006 yılında yapımına başlanan Kiptaş, Hadımköy Konutları'nda sosyal sorumluluk bilinciyle 32 giriş dairesini engelli vatandaşlara ayırarak, "engelleri" ortadan kaldırmayı amaçlıyor. 20 Mayıs'ta Kiptaş merkezinde 32 engelli, yapımı biten 75 meterekarelik daireleri seçmek için kura çekecek.

Yayın tarihi: 18 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: http://WWW.sabah.com.tr/2008/05/18//haber,A2677F3195B34638845FC07276C9390D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.